Sinekler Elma Sirkesine Gelir mi? Yoksa Biz mi Onlara Geliyoruz?
Arkadaşlar selam!
Evde kahvaltı yaparken bir baktım, elma sirkesinin etrafında minik bir hava trafiği var. Sanki sinek havaalanı kurmuşlar! İçimden “bu sirkenin içinde gizli bir VIP lounge mu var?” diye geçirdim. İşte o an fark ettim: İnsanlık tarihinin en önemli sorularından biriyle burun burunayım…
Sinekler elma sirkesine gelir mi, yoksa biz mi onları davet ediyoruz?
---
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Bir Tuzak Kurarız, Sorun Çözülür”
Forumdaki erkek tayfa hemen devreye girer tabii:
“Abi elma sirkesi + bulaşık deterjanı karıştır, sinek kalmaz.”
“Ben şişeye huni yaptım, içeri giriyorlar ama çıkamıyorlar, muazzam sistem.”
Yani ortada sinek yok, ama NASA düzeyinde mühendislik projeleri dönüyor.
Erkekler için mesele duygusal değil, stratejik.
Sinek = hedef.
Sirke = yem.
Şişe = tuzak.
Görev: “Sineği etkisiz hale getir.”
Bu kadar.
Hiç kimse “sineğin de duyguları olabilir” diye düşünmüyor. Adamların olayı bitirip PlayStation’a dönmesi lazım.
---
Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Yazık Onlar da Canlı”
Kadınlar cephesinde durum bambaşka. Bir arkadaşımın dediği gibi:
“Ben o sineği öldüremem, belki de yuvasına dönmeye çalışıyordur.”
Ve işte o an, sineklerin dramatik dizilerde başrol olması gerektiğine inanıyorum.
Kadınlar için sinek, “rahatsız edici bir böcek” değil, “hayatta kalmaya çalışan minik bir birey.”
Sonra elma sirkesinin başına oturup sineğe sesleniyorlar:
“Bak tatlım, buraya girersen çıkamazsın, sen bilirsin.”
Sinek yine giriyor tabii ama o anda kadın şöyle diyor:
“Of ya, keşke uyarımı dinleseydi...”
---
Bilimsel(!) Yönüyle Konuya Bakarsak
Aslında olayı biraz bilimsel açıdan da açıklamak gerekirse (ama ciddiyeti hemen kaçırmadan):
Sinekler, özellikle meyve sinekleri, fermente olmuş yani ekşimeye başlayan meyve kokularına bayılıyor. Elma sirkesi, tam da bu kokuyu veriyor.
Yani biz elma sirkesiyle mutfağımızda “mis gibi temizlik” yapıyoruz ama sinekler için bu koku:
“Çocuklar! Ücretsiz açık büfe var!”
Bu yüzden sinekler geliyor, çünkü onlar için elma sirkesi bir davetiye gibi.
Yani evet, sinekler elma sirkesine gelir.
Ama dürüst olalım, o kadar mis kokulu sirkeyi ortalıkta bırakan biziz.
Yani bazen “gelin” demeden “gelin” diyoruz.
---
Erkek Foruma Girdiğinde: “Operasyon Sinek Avı Başlasın!”
Forumda bir erkek kullanıcı hemen şöyle yazar:
> “Kardeşim ben geçen yaz sinek istilası yaşadım. Plastik şişeyi ortadan kestim, üst kısmı ters çevirdim, içine elma sirkesi + sabun koydum, sabaha kadar 40 tanesini yakaladım!”
Bu anlatımda dikkat ettiyseniz gurur, başarı ve sayılar var.
Yani sanki sinek savaşı kahramanlık madalyası alacak.
Kadın forumdaş hemen cevap verir:
> “Ama neden öldürüyorsun ki, başka çözüm yok mu?”
Ve işte o an…
Forumda modern çağın en tatlı tartışması başlar:
“Strateji mi, empati mi?”
---
Kadın Forumdaşın Yorumu: “Onlara Şarkı Söylemeyi Denedim”
Bir başka kadın kullanıcı şöyle yazar:
> “Ben onları kovmak yerine pencereyi açtım, romantik bir müzik koydum. İki tanesi çıktı, biri dinlemeye devam etti.”
İşte bu!
Kadınların “her canlıyla iletişim kurma potansiyeli” sınır tanımıyor.
Bir yandan da düşünmeden edemiyorum:
Ya sinek aslında müziği beğenip kalmak istediyse?
Belki de “Elma sirkesi” onun “bar ortamı”, “şekerli meyve kokusu” onun “parfümü.”
---
Forumun Ortak Noktası: “Sineği Anlamak”
Tartışmalar uzar gider, biri “sirkeyi dolaba koy” der, diğeri “limonla karıştır, daha etkili olur” der.
Ama sonunda hepimiz aynı noktada buluşuruz:
Sinekler elma sirkesine gelir, çünkü onlar da hayatın kokusuna gelir.
Biz insanız, onlar sinek… ama hepimiz kokuya gidiyoruz.
Biri kahve kokusuna, diğeri sirkeye.
Yani sinekler aslında bize benziyor.
Onlar da “bir şey kokladığında dayanamayan” canlılar.
Fark sadece bizde kupada latte var, onlarda sirke.
---
Bonus: Erkek ve Kadın Sinek Tuzakları Arasındaki Fark
Erkek versiyonu:
- Plastik şişe
- 3 damla bulaşık deterjanı
- 10 dakika mühendislik çizimi
- “Bak bak nasıl yakalandı!” diye zafer naraları
Kadın versiyonu:
- Minik cam kavanoz
- Üstüne dantel peçete
- Yanına lavanta koymuş
- “Böylece hem estetik oldu hem de sinekler rahatsız olmadı.”
İki yaklaşım da işe yarıyor ama tarzlar farklı.
Biri sineğe tuzak kurarken stratejik, diğeri sineğe yer ayırırken estetik.
---
Sonuç: Sinek mi Geldi, Biz mi Çağırdık?
Kısacası dostlar, evet sinekler elma sirkesine gelir.
Ama belki de mesele sirke değil, bizim kokumuz.
Biz o sirkeyi “temizlik” için açıyoruz, ama sinek için “parti davetiyesi.”
O yüzden suçlamayalım onları.
Herkes kendi dünyasında haklı.
Ama yine de, kimseyi kandırmayalım:
Sinekler elma sirkesine gelir.
Ve biz her defasında şaşırırız.
Tıpkı aşkta olduğu gibi — “neden yine aynı yere düştüm?” deriz.
---
Hadi forumdaşlar, şimdi siz söyleyin:
Elma sirkesini açık bırakıp “gelmeyin” demek,
kapıyı açıp “girmeyin” demek kadar mantıklı mı?
Yoksa sinekler, aslında bizden çok daha dürüst yaratıklar mı?
Arkadaşlar selam!

Evde kahvaltı yaparken bir baktım, elma sirkesinin etrafında minik bir hava trafiği var. Sanki sinek havaalanı kurmuşlar! İçimden “bu sirkenin içinde gizli bir VIP lounge mu var?” diye geçirdim. İşte o an fark ettim: İnsanlık tarihinin en önemli sorularından biriyle burun burunayım…
Sinekler elma sirkesine gelir mi, yoksa biz mi onları davet ediyoruz?
---
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Bir Tuzak Kurarız, Sorun Çözülür”
Forumdaki erkek tayfa hemen devreye girer tabii:
“Abi elma sirkesi + bulaşık deterjanı karıştır, sinek kalmaz.”
“Ben şişeye huni yaptım, içeri giriyorlar ama çıkamıyorlar, muazzam sistem.”
Yani ortada sinek yok, ama NASA düzeyinde mühendislik projeleri dönüyor.

Erkekler için mesele duygusal değil, stratejik.
Sinek = hedef.
Sirke = yem.
Şişe = tuzak.
Görev: “Sineği etkisiz hale getir.”
Bu kadar.
Hiç kimse “sineğin de duyguları olabilir” diye düşünmüyor. Adamların olayı bitirip PlayStation’a dönmesi lazım.
---
Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Yazık Onlar da Canlı”
Kadınlar cephesinde durum bambaşka. Bir arkadaşımın dediği gibi:
“Ben o sineği öldüremem, belki de yuvasına dönmeye çalışıyordur.”
Ve işte o an, sineklerin dramatik dizilerde başrol olması gerektiğine inanıyorum.
Kadınlar için sinek, “rahatsız edici bir böcek” değil, “hayatta kalmaya çalışan minik bir birey.”
Sonra elma sirkesinin başına oturup sineğe sesleniyorlar:
“Bak tatlım, buraya girersen çıkamazsın, sen bilirsin.”
Sinek yine giriyor tabii ama o anda kadın şöyle diyor:
“Of ya, keşke uyarımı dinleseydi...”
---
Bilimsel(!) Yönüyle Konuya Bakarsak
Aslında olayı biraz bilimsel açıdan da açıklamak gerekirse (ama ciddiyeti hemen kaçırmadan):
Sinekler, özellikle meyve sinekleri, fermente olmuş yani ekşimeye başlayan meyve kokularına bayılıyor. Elma sirkesi, tam da bu kokuyu veriyor.
Yani biz elma sirkesiyle mutfağımızda “mis gibi temizlik” yapıyoruz ama sinekler için bu koku:
“Çocuklar! Ücretsiz açık büfe var!”
Bu yüzden sinekler geliyor, çünkü onlar için elma sirkesi bir davetiye gibi.
Yani evet, sinekler elma sirkesine gelir.
Ama dürüst olalım, o kadar mis kokulu sirkeyi ortalıkta bırakan biziz.
Yani bazen “gelin” demeden “gelin” diyoruz.
---
Erkek Foruma Girdiğinde: “Operasyon Sinek Avı Başlasın!”
Forumda bir erkek kullanıcı hemen şöyle yazar:
> “Kardeşim ben geçen yaz sinek istilası yaşadım. Plastik şişeyi ortadan kestim, üst kısmı ters çevirdim, içine elma sirkesi + sabun koydum, sabaha kadar 40 tanesini yakaladım!”
Bu anlatımda dikkat ettiyseniz gurur, başarı ve sayılar var.
Yani sanki sinek savaşı kahramanlık madalyası alacak.
Kadın forumdaş hemen cevap verir:
> “Ama neden öldürüyorsun ki, başka çözüm yok mu?”
Ve işte o an…
Forumda modern çağın en tatlı tartışması başlar:
“Strateji mi, empati mi?”
---
Kadın Forumdaşın Yorumu: “Onlara Şarkı Söylemeyi Denedim”
Bir başka kadın kullanıcı şöyle yazar:
> “Ben onları kovmak yerine pencereyi açtım, romantik bir müzik koydum. İki tanesi çıktı, biri dinlemeye devam etti.”
İşte bu!
Kadınların “her canlıyla iletişim kurma potansiyeli” sınır tanımıyor.
Bir yandan da düşünmeden edemiyorum:
Ya sinek aslında müziği beğenip kalmak istediyse?
Belki de “Elma sirkesi” onun “bar ortamı”, “şekerli meyve kokusu” onun “parfümü.”
---
Forumun Ortak Noktası: “Sineği Anlamak”
Tartışmalar uzar gider, biri “sirkeyi dolaba koy” der, diğeri “limonla karıştır, daha etkili olur” der.
Ama sonunda hepimiz aynı noktada buluşuruz:
Sinekler elma sirkesine gelir, çünkü onlar da hayatın kokusuna gelir.
Biz insanız, onlar sinek… ama hepimiz kokuya gidiyoruz.
Biri kahve kokusuna, diğeri sirkeye.
Yani sinekler aslında bize benziyor.
Onlar da “bir şey kokladığında dayanamayan” canlılar.
Fark sadece bizde kupada latte var, onlarda sirke.

---
Bonus: Erkek ve Kadın Sinek Tuzakları Arasındaki Fark
Erkek versiyonu:
- Plastik şişe
- 3 damla bulaşık deterjanı
- 10 dakika mühendislik çizimi
- “Bak bak nasıl yakalandı!” diye zafer naraları
Kadın versiyonu:
- Minik cam kavanoz
- Üstüne dantel peçete
- Yanına lavanta koymuş
- “Böylece hem estetik oldu hem de sinekler rahatsız olmadı.”
İki yaklaşım da işe yarıyor ama tarzlar farklı.
Biri sineğe tuzak kurarken stratejik, diğeri sineğe yer ayırırken estetik.
---
Sonuç: Sinek mi Geldi, Biz mi Çağırdık?
Kısacası dostlar, evet sinekler elma sirkesine gelir.
Ama belki de mesele sirke değil, bizim kokumuz.
Biz o sirkeyi “temizlik” için açıyoruz, ama sinek için “parti davetiyesi.”
O yüzden suçlamayalım onları.
Herkes kendi dünyasında haklı.
Ama yine de, kimseyi kandırmayalım:
Sinekler elma sirkesine gelir.
Ve biz her defasında şaşırırız.
Tıpkı aşkta olduğu gibi — “neden yine aynı yere düştüm?” deriz.

---
Hadi forumdaşlar, şimdi siz söyleyin:
Elma sirkesini açık bırakıp “gelmeyin” demek,
kapıyı açıp “girmeyin” demek kadar mantıklı mı?
Yoksa sinekler, aslında bizden çok daha dürüst yaratıklar mı?
