Köy usulü dut pekmezi nasıl yapılır ?

Arda

New member
[color=] Köy Usulü Dut Pekmezi: Bir Ailenin Hikâyesi[/color]

Merhaba arkadaşlar,

Geçen hafta köyümde dut mevsimi başlarken, annemle birlikte dut pekmezi yapmaya karar verdik. Bu kadar basit bir işin aslında ne kadar derin kökleri olduğunu anlamam, biraz zaman aldı. Fakat sonunda hem keyifli bir deneyim oldu hem de geçmişe dair birçok anıyı hatırladım. Şimdi size, dut pekmezi yapımını anlatırken, geçmişten bugüne nasıl bir değişim yaşandığını ve insan ilişkilerindeki farklı bakış açılarını nasıl şekillendirdiğini anlatmak istiyorum.

[color=] Dut Mevsimi Başlıyor: Tarlaya Yolculuk[/color]

Yılın o dönemi geldiğinde, köyde herkesin işine hız verdiği bir sabah güneş doğuyordu. O sabah, babam ve amcamla birlikte tarlaya gitmek üzereyiz. Babam, hemen her işin başında olduğu gibi stratejik bir bakış açısıyla işin nasıl hızlanacağına dair planlar yapıyor. "İki ağaçtan bir sepet, beş ağaçtan bir torba dolusu dut alırız," diyor. O, işin matematiğini yaparak bize nasıl verimli çalışacağımızı anlatırken, amcamın sesi de duyuluyor: "Bunu herkes yapmaz, biraz da sabır ve emek ister." Sabır ve emek... İşte bu, babamın stratejik yaklaşımını dengeleyen bir diğer önemli nokta.

Ben ve ablam, dutları toplarken annem de hazırlık yapıyordu. Annem, her zaman olduğu gibi dikkatle, sevgiyle, ilişkilerle ilgileniyor. Dutları tek tek seçiyor, saplarından temizliyor ve ardından onları geniş bir kazan içinde kaynatmaya başlıyordu. Annemin bu işteki en büyük sırrı, sabırlı ve dikkatli olmasıydı. Yavaş yavaş dutların suyu çekilmeye başladığında, mutfaktan yayılmaya başlayan koku, içimizi ısıtıyordu. Ancak dut pekmezi yapmak sadece dutları kaynatmakla bitmiyordu; sabırlı olmak, lezzetini artıran en önemli unsurlardan biriydi. Annenin bu özverisi, bana her zaman şunu hatırlatmıştır: Her işin bir ruhu vardır, ve o ruhu taşıyan insanlar vardır.

[color=] Pekmez Yapmak: Sade Bir İşin Gücü[/color]

Gün boyunca dutları kaynatan annem, geceyi de pekmezi karıştırarak geçirmeye başlıyordu. Bazen dışarıda geceyi beklerken, sabaha kadar karıştıran annem bize, "Pekmez, sabrın meyvesidir," derdi. O, dut pekmezini sadece şekerli bir yiyecek olarak görmezdi; onun için pekmez, bir köy kültürünün ta kendisiydi. "Pekmez, geçmişin geleceğe aktarılmasıdır," derken, dut pekmezinin yapılışındaki adımları anlatırken, ben de yavaşça bu işin bir nevi tarih olduğunu fark ettim. Her karışımdan bir anı, her damladan bir anı aktarılıyordu.

Babam ve amcam, dışarıda sabah erkenden işe koyulurken annem, "Bunu sadece adam gibi yaparız," diyerek pekmezi karıştırırken sabırla dikkatimizi çekiyordu. Her adımında geçmişin izlerini taşıyor, bu işleri yaparken zamanın nasıl geçtiğini unutuyordu. Ama annemin yaptığı iş sadece dutu kaynatmak değildi; o, köydeki herkesin işinin başında olan, herkese moral veren, bazen evin dışında çocuklarını bekleyen, bazen mutfakta enstrüman gibi dut pekmezini yapan kadındı. Kadınların empatik ve ilişkisel yaklaşımı, çoğu zaman evin sıcaklığını koruyan bir bağ kurar. Annemin yaptığı şey, bu kültürün kalbini oluşturuyordu.

[color=] Dut Pekmezinin Toplumsal Yansıması: Bir Geleneğin Sürdürülebilirliği[/color]

Dut pekmezi, yalnızca bir tatlı değil, aynı zamanda toplumun bir araya geldiği, işbirliği yaptığı ve geleneklerin yaşatıldığı bir paylaşım aracıdır. Bu geleneği sürdüren insanlar, bir zamanlar nasıl bu kadar zor şartlarda hayatta kaldıysa, aynı dayanışma bugün de kültürel bağları güçlendiriyor. Kadınlar, köyde birbirlerine bu pekmezi paylaşarak, adeta bir topluluk yaratıyorlardı. Bazen bir tencere, bazen de bir kaşık pekmez, köyün ortak kültürünün tadıydı. Yani dut pekmezi, yediğimiz bir tatlıdan çok daha fazlasıydı; bu, köyümüzün geçmişinden gelen bir kültürün devamıydı.

Babam, amcam, hatta bizim çocuklar bile bu geleneğin farkındaydı, ama pek çoğumuz bu geleneksel işin içerisinde çok daha fazlasını buluyoruz. Pekmezin hazırlanışındaki emek, paylaşım, sabır ve karşılıklı güven, toplumun daha güçlü olmasının anahtarıydı. Her dut pekmezi, bir araya gelmenin, birlikte olmanın ve zamanla olgunlaşmanın sembolüdür.

[color=] Sonuç: Dut Pekmezi ve Birlikte Yaşama Sanatı[/color]

Köyde dut pekmezi yaparken öğrendiklerimiz, aslında bir arada yaşamanın nasıl sürdürülebileceği hakkında derin ipuçları veriyor. Erkeklerin çözüm odaklı ve stratejik yaklaşımının yanı sıra, kadınların empatik ve ilişkisel bakış açıları bir denge kurarak bu geleneği yaşatıyordu. Dut pekmezi yaparken zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım; belki de içinde bulunduğum o anın kıymetini bilemedim. Ama şunu çok iyi biliyorum: Her bir dut, her bir karıştırma, köydeki tüm ilişkileri derinleştiriyor, tarihsel bir bağ kuruyor.

Sizce günümüzün hızlı yaşamı içinde böyle gelenekleri nasıl yaşatabiliriz? Toplum olarak kültürel mirasımızı daha nasıl sahiplenebiliriz? Düşüncelerinizi paylaşarak bu konuda daha fazla fikir alışverişinde bulunmak harika olurdu!